Aşk Kaçınılmazdır (Amour), Michael Haneke'nin ustaca yönettiği ve yaşlılıkla birlikte gelen yalnızlık, sağlık sorunları ve aşkın zorluklarını anlatan etkileyici bir drama. Film, hayatın kaçınılmaz gerçekleriyle yüzleşen yaşlı bir çiftin hikayesini anlatırken, aynı zamanda izleyicilerin duygusal dokularını sarsmayı başarıyor. Başrollerde Emmanuelle Riva ve Jean-Louis Trintignant gibi ustaların yer aldığı film, eleştirmenlerden tam not almayı başardı. Aşk Kaçınılmazdır, yaşamın son dönemlerinde aşkın nasıl bir güç olduğunu sorgularken, izleyicilere derin ve unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Emmanuelle Riva, filmde Anne rolünde yer alırken, bu performansıyla 2013 Oscar Ödülleri'nde En İyi Kadın Oyuncu dalında aday gösterilir. Jean-Louis Trintignant ise Georges karakterini canlandırarak izleyicilerin kalplerine dokunan bir performansa imza atar. İkili arasındaki derin bağ, filmin duygusal merkezini oluşturur. Aynı zamanda filmde, Isabelle Huppert gibi oyuncular da ikinci planda önemli rol üstlenir. Riva ve Trintignant'ın performansları, izleyiciyi geçmişe, aşkın en saf hallerine götürürken, yaşlılık ve hastalık gerçeğiyle de yüzleştirir.
Aşk Kaçınılmazdır, aşkın yaşamın son dönemlerinde ne kadar güçlü olabileceğini vurgularken, aynı zamanda yaşlanmanın getirdiği yıpranma ve yalnızlığın derin izlerini de gözler önüne serer. Film, yaşamın kısa ve kırılgan olmasının yanı sıra, sevgi dolu bir ilişkinin bu süreçte nasıl bir destek kaynağı olabileceğini gösterir. Georges'un Anne'e olan bağlılığı, her türlü zorluğa rağmen, aşkın insan ruhunu nasıl besleyebileceğini ve koruyabileceğini gösterir. Haneke, izleyicilerine bu duygusal serüvende yalnız olmadıkları hissini vererek, yaşamın kaçınılmaz sonlarına karşı bir cesaret sunar. Zamansız bir aşk hikayesi olarak, film, hayatın gerçekleriyle yüzleşmenin önemini ve sevginin asla kaybolmadığını güçlü bir dille anlatır.
Film, minimalist bir estetikle çekilmiştir. Uzun planlar ve statik çekimler, izleyiciyi karakterlerle daha yakın bir ilişkiye sokmaktadır. Haneke, mekanın kullanımıyla da yaşlılık temasını güçlendirirken, doğal ışığı ve akustik unsurları etkin bir şekilde kullanır. Göz alıcı detaylar, seyircinin her sahnede derin bir deneyim yaşamasını sağlarken, ses tasarımı da duygusal yoğunluğu artırır.