The Social Network, 2010 yılında David Fincher tarafından yönetilen ve Aaron Sorkin tarafından yazılan, Facebook'un arka planındaki rekabet dolu hikayeyi anlatan bir başyapıttır. Berkley Üniversitesi'nde bilgisayar programlama derslerini alan Mark Zuckerberg'in, Harvard'daki öğrencilik yıllarındaki yolculuğu ve sonunda dünya çapında bir sosyal medya devine dönüşen Facebook'un kuruluş serüveni, izleyiciye heyecan verici bir deneyim sunuyor. Film, insan ilişkilerinin karmaşıklığına ve genç girişimcilerin karşılaştığı zorluklara ışık tutarken, yeni teknoloji çağında arkadaşlık ve ihanet arasındaki ince çizgiyi de sorguluyor.
Jesse Eisenberg, Mark Zuckerberg rolünde, güçlü bir performans sergiler ve karakterinin karmaşıklığını derinlemesine yansıtır. Andrew Garfield, Eduardo Saverin'in en iyi dostu olarak yatırımcı ve girişimci rolünde karşımıza çıkar. Justin Timberlake ise Sean Parker olarak filmdeki başlıca işadamının karakterini canlandırırken, zekasıyla izleyiciyi etkiler. Armie Hammer, Winklevoss ikizlerini canlandırır ve iki farklı karakteri oynamanın zorluğunu başarıyla üstlenir. Rooney Mara, Zuckerberg'in eski kız arkadaşı Erica Albright olarak kısa ama etkileyici bir rol üstlenir.
The Social Network, kurucusu Mark Zuckerberg üzerinden çağımızın sosyal medya devlerinin doğuşunu sorgularken, aynı zamanda insan ilişkilerinin karmaşıklığını da gözler önüne seriyor. Arkadaşlık, ihanet ve başarı temaları, filmde önemli bir yer tutar. Zuckerberg'in iş dünyasındaki yükselişi, aynı zamanda kişisel ilişkilerinde de aldığı yaraları beraberinde getirir. Film, teknolojik gelişmelerin insan yaşamını nasıl dönüştürdüğünü, insanları birbirine bağlarken nasıl yalnızlaştırabileceğini derinlemesine inceler. Bu bağlamda izleyicilere, başarı için ne pahasına olursa olsun mücadele etmenin getirdiği yozlaşma ve yalnızlığın altını çizer.
The Social Network, David Fincher'ın ustaca yönettiği, karanlık ve yoğun bir atmosfer sunan sinematografisi ile dikkat çeker. Yüksek kontrastlı görüntüler ve hızlı kesimler, filmi dinamik hale getirir. Fincher'ın detaylara olan düşkünlüğü, karakterlerin duygusal derinliklerini vurgular, müzik ise David Shire tarafından hazırlanarak sahnelerin duygusal etkisini artırır.