Polanski'nin 1965 yapımı 'İğrenme' (orijinal adı: 'Repulsion') filmi, karanlık ve rahatsız edici bir atmosferin içindeki insan psikolojisinin derinliklerine iniyor. Catherine Deneuve, eski bir klasik olan bu filmde, içsel çatışmalarla yüzleşen genç bir kadını canlandırıyor. Paris'te yalnız yaşayan Carole, dış dünyadan kaçış ve paranoid korkularla dolu bir yaşam sürüyor. Film, izleyiciyi psikolojik bir yolculuğa çıkarırken, izlanda konularıyla da dikkat çekiyor. Polanski'nin ustalığı, görsel hikaye anlatımında ve izleyiciyi saran atmosferde kendini gösteriyor. Her sahne, takıntılı düşüncelerin ve korkunun derinliklerine inen etkileyici bir anlatım sunuyor.
Catherine Deneuve, filmin ana karakteri Carole'ü oynamaktadır. Deneuve, bu rolle uluslararası alanda tanınan bir isim haline gelir. Performansı, izleyicilerin zihninde kalıcı bir etki bırakır. Filmde, Carole'ün cinselliği ve travmaları ile çevresindeki erkeklerin varlığı arasında geçen çatışmalı ilişkiler, Deneuve'ün güçlü oyunculuğu ile derinleşir. Diğer önemli karakterler arasında ise Ian Hendry (Carole'ün erkek arkadaşı), ve John Fraser (Carole'ün komşusu) yer alır. Bu karakterler, Carole'ün içsel çatışmalarını daha belirgin hale getirir ve film boyunca önemli bir rol oynar.
Polanski'nin 'İğrenme' filmi, yalnızlık, cinsiyet kimliği ve ruhsal bozuklukların derin izlerini konu alır. Ana fikir, insanın kendi içine kapanmasının ve toplumsal baskılara karşı verdiği savaşın ne denli yıkıcı olabileceğidir. Carole'ün yaşadığı ruhsal çöküş, cinsel şiddet korkusu ve erkeklerle olan karmaşık ilişkisi, toplumun kadına yüklediği baskının bir yansımasıdır. Bu bağlamda film, toplumsal cinsiyet dinamiklerini sorgularken, izleyiciyi de yoğun bir rahatsızlık hissine sürükler. Karakterin yaşadığı içsel çatışmalar, yalnızlık ve kaygının birleşimiyle açıklanabilir. Polanski, karakterin psikolojik evrimi üzerinden, insan ruhunun karanlık taraflarına ve bireyin sunduğu tehlikeli yönlere derinlemesine bakış sunar.
Polanski'nin 'İğrenme'si, görsel dilini ustaca kullanan bir yapım olarak öne çıkar. Film, karamsar renk paletleriyle, dar mekanların ve karanlık gölgelerin kullanımıyla izleyiciyi rahatsız edici bir atmosfer içine hapseder. Günlük hayatın sıradan sahneleri bile, yaratıcı sinematografi ile güçlü bir anlam taşır. Kurgusu ve mekân kullanımı, özgün bir şekilde psikolojik gerilim yaratacak biçimde işler.