Piyanist, 2002 yapımı bir drama filmidir ve II. Dünya Savaşı'nın acımasız gerçeklerine odaklanmaktadır. Roman Polanski'nin yönetmenliğinde ve Wladyslaw Szpilman'ın gerçek yaşamından esinlenen bu film, Polonyalı bir piyanistin hayatta kalma mücadelesini anlatır. Müzik, insan ruhunun güçlü bir parçasıdır ve film boyunca piyano müziği savaşın ortasında bile umut ışığı olarak belirmektedir. Adrian Brody, başroldeki performansıyla büyük bir takdir toplayarak En İyi Aktör Oscar'ını kazanmıştır. Piyanist, görsel ve işitsel anlamda çarpıcı sahneleri ile izleyiciyi derinden etkileyen bir deneyim sunar ve savaşın insana yaşattığı derin acıları gözler önüne sererken, umudun her zaman var olabileceğine de mesaj verir.
Adrian Brody, Wladyslaw Szpilman karakterine hayat vermektedir ve performansı ile birçok ödül almıştır. Filmde ayrıca Emilia Fox, Thomas Kretschmann, Frank Finlay gibi oyuncular da önemli rollerde yer almaktadır. Emilia Fox, Szpilman'ın sevgilisi Dorota karakterini canlandırırken, Thomas Kretschmann, savaşın acımasız yüzü olarak Nazi subayı Wilm Hosenfeld'i üstleniyor. Frank Finlay ise Szpilman'ın babası rolünde karşımıza çıkar. Bu önemli karakterler, savaşın insana yaşattığı karmaşayı daha da derinleştirirken, filmin duygusal etkisini artırır.
Piyanist, hayatta kalmanın yanı sıra insan ruhunun kırılganlığı ve dayanıklılığı üzerine derin bir soruşturma açar. Filmde, savaşın yok edici etkilerine rağmen insanın müzik yoluyla ruhunu besleyebileceği ve umudunu koruyabileceği teması işlenir. Adrian Brody, Szpilman karakteri ile izleyicilere yaşama sevinci aşılayarak, insanın zor zamanlarda bile kendini bulabileceğini gösterir. Müzik, film boyunca bir kurtuluş aracı olurken, insan ilişkilerinin ne denli önemli olduğu vurgulanır. Piyanist, hem bireysel hem de toplumsal hafızamızda yer eden travmaların yaşamsal birer parçası olarak ele alınabilecek derin bir yapıdadır. Alt metin olarak, sanatın yaşamı nasıl beslediği, acıların bile bir anlamda dönüştürücü olabileceği düşüncesi izleyiciye aktarılır.
Piyanist, görsel anlatımı ve sinematografisiyle dikkat çeken bir yapımdır. Polanski, savaşın yıkımını etkili bir şekilde yansıtırken, görüntülerin soğuk, tenhalığı ve karamsarlığı, izleyiciye hissettirir. Film, karanlık ve aydınlık kontrastlarıyla geçmişi ve bugünü, savaş öncesi hayatın neşesini ve savaş sonrası dehşeti ustaca bir araya getirir. Müzik, görüntülerin hissiyatını arttırarak klavye tınılarıyla bezenmiştir.